Henüz adının Gayrettepe olarak anılmadığı dönemlerde,
gençlerin piknik, bıçkınların kaçamak yaptığı, dut bahçeleri ile
bezeli, müstesna bir İstanbul köşesiydi bu yöre. Yüksek tepelerinden
Kız Kulesi, Sarayburnu, Marmara, diğer taraftan Boğaz'ın Beylerbeyi'ne
kadar olan bölümü, hele mehtaplı gecelerde doyum olmaz güzellikler
sergilerdi.
1950'li yılların başında, çok değil 45 sene sonra Şişli'den
sonraki dut bahçelerinin, mandraların, tarlaların, blok blok apartmanlar
haline geleceğini, yapılan yolların yetmeyeceğini, ana arterin
iki katlı hale getirileceği söylense, dudaklarda hoş tebessümler
uyandırabilir, ama inandırıcı olmazdı.
O yıllarda yapılan İstanbul planları, şehrin ikibinli yıllarda sadece
4,5 - 5 milyon arası bir nüfusa ulaşacağını öngörüyordu. Oysa öngörülen
bu sayı yaklaşık yirmibeş yıl önce geride bırakılmıştır.
Yine aynı yıllarda bu bölgede sadece Baylan Çikolata Fabrikası,
Türkiye'nin ilk bisiklet fabrikası (Cavit Cav) ve Erses Film Seslendirme
Stüdyosu vardı. O gün için şehrin uzağında ve dut bahçelerinin arasında
kaybolan bu ticari yerleşimler doğal yapıyı bozmamışlardı.
1950'lerden sonra Aksaray, Beyazıt, Fatih semtlerindeki yıkımlar,
yavaş da olsa başlayan göçler İstanbul'da yeni yerleşim alanlarının
yaratılmasını zorunlu kılmıştır. İşte bu süreç içinde bir yanda
Şişli, diğer yanda Levent, güneyde Beşiktaş ile çevrili bu müstesna
köşe giderek önem kazanmıştır.
Tütüncülerin kurduğu Yapı Kooperatifi zaman içinde el değiştirerek
Gayret Sitesi adını almış, yörenin çağdaş donanımlı ilk sitesi
olmuştur. Bunu daha sonra Mobil Sitesi ve Emel Sitesi gibi toplu konutlar
izlemiştir.
Önceleri geniş araziler içinde küçük evlerde yaşayan eski sakinler
bu gelişimin çekiminden kurtulamamış, araziler parsellenerek apartman
yapıları artmıştır. Boğaz köprüsünün yapılması Anadolu yakasına ulaşımda
kolaylık sağlamış, iş merkezlerinin Gayrettepe'ye kaymasında önemli bir
etken olmuştur.
E-5 karayolu ile havaalanına, Boğaz Köprüsü ile Anadolu yakasına,
Barbaros Bulvarı ile deniz ulaşımına, Büyükdere Caddesi ile Şişli'ye,
dolayısıyla şehir merkezine ulaşım kolaylığı otellerin Gayrettepe'de
yoğunlaşmasını arttırmış, Sürmeli, Dedeman ve son olarak da The
Plaza otelleri inşa edilmiştir.
Yoğun yerleşim, oteller, bankalar, iş yerleri, gökdelenler, hava
akımlarının kesilmesi, kirliliğin artması ve trafik yoğunluğu
semt sakinlerini bunaltmış, tüm bunların bir sonucu olarak, duyarlı insanların
biraraya gelmesi ile 8 Mayıs 1991
tarihinde Gayrettepe Çevre, Kültür ve İşletme Kooperatifi
kurulmuştur.